Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Tunceli İli, Pülümür, Merkez ve Ovacık ilçeleri sınırları içerisinde bulunan Munzur ve Pülümür Vadileri Potansiyel Doğal Sit Alanının koruma statüsünün değerlendirilmesi sonucunda, ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın kesin korunacak hassas alan olarak tescil ve ilan edilmesine, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109 uncu maddesi gereğince karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Her iki vadide yapılmak istenen baraj ve HES projeleri nedeniyle sürekli çevre eylemlerinin yaşandığı Dersim’de, Cumhurbaşkanlığı tarafından alınan karar olumlu karşılandı.
Munzur ve Pülümür vadileri, bir bölümü endemik olan zengin bitki çeşitliliğinin yanı sıra kırmızı benekli alabalık, vaşak, çengel boynuzlu dağ keçisi, ayı, kurt, samur, kınalı keklik gibi yaban hayvanlarına da ev sahipliği yapıyor.
Yaz mevsiminde ülkenin çeşitli yerleri başta olmak üzere Avrupa’dan çok sayıda vatandaşın ziyaret ettiği her iki vadi, doğası ve plaj alanları nedeniyle yoğun ilgi görüyor. Kentte son derece olumlu karşılanan kararı, Dersim Barosu eski başkanı ve baro çevre komisyonu üyesi Avukat Özgür Ulaş Kaplan Rûdaw’a değerlendirdi.
BARAJ PROJELERİ İPTAL
Kararın son derece önemli olduğuna vurgu yapan Kaplan şunları dile getirdi: “Munzur Vadisi ve Pülümür Vadisinin bulunduğu alanlar için kesin korunacak hassas bölge alan olarak ilan ve tescil kararı verildi. Bugün resmi gazetede de cumhurbaşkanlığının kararı ile yayınlandı. Bu sevindirici, çevre açısından olumlu bir karar çünkü bu tarz sahaların korunması ve tahrip edilmemesi açısından, buraya zarar verecek projelerin engellenmesi açısından önemli bir karar. Bildiğiniz gibi Munzur vadisi bir milli park sahası, 42 bin hektar alanıyla 1970 yılında milli park statüsüne alınan ve korunan bir alandı. Milli park sahası olması nedeniyle belli bir koruma alanı içindeydi ancak milli park sahası olmasına rağmen bu vadi üzerinde ve Pülümür Vadisi üzerinde yapılmak istenen baraj projeleri vardı. Bu projelere çok uzun yıllar süren hukuk mücadelesi oldu, yöre halkının demokratik tepkileri oldu.
Bu kapsamda son mahkeme kararlarıyla bu projeler hakkında iptal kararı verildi. Buna rağmen milli park sahası olmasına rağmen, çeşitli kamu yararı kararı alınarak bu statünün üstüne geçirilerek bir şekilde belli projeleri gerçekleştirme düşüncesi bu bölgelere hâkimdi, yani her zaman bu bölgeleri yok edecek ve tahrip edecek bir tehdit vardı. Bu kapsamda son olarak alınan bu karar, bir kat daha buraların korunmasına sebep verdi, buranın daha ciddi anlamda korunmasına gerekçe oldu.” (HABER MERKEZİ)